Yıllar önce annem eve bir mektupla geldi. Arapça bir satır yazı ile başlıyordu. Altında da bu duayı(!) çoğaltıp beş kişiye göndermesi gerektiğini belirtiyordu. Mektupta bunu çoğaltarak yollayan filanca kişinin piyangodan para kazandığını, çocuğu olmayanın çocuğu olduğunu ve benzeri güzellikleri anlatırken; göndermeyen filancanın evinin yandığını, arabasıyla kaza yaptığını sıralıyor ve gözdağı veriyordu. Çocuk yaşımda bana çok ilginç gelmişti ve ben onun aslında bir sosyal deney, dahası moda tabiriyle infodemi olduğunu anlamamıştım.
Pandemi kelime anlamıyla dünyada pek çok ülkede hatta kıtada
yayılan bir salgın hastalık anlamına geliyor. Şu an yaşadığımız da aslında tüm
dünyaya yayılmış bir salgın. İnfodemi
ise kasıtlı olarak yayılan yanlış ve zararlı bilgi anlamına geliyor. Zehirli
bir bilgi. Geçmişi de oldukça eski.
Örneğin 1938 yılında Amerika’da Orson Welles’in oldukça
gerçekçi olarak oynadığı radyo tiyatrosu Dünya’nın uzaylılar tarafından istila
edildiğini anlatıyordu ve yayını baştan izlemeyenlerin gerçek zannetmesi ile kaos
yaratıldı. Kulaktan kulağa yayılan haberler insanların sokaklara dökülmesine,
evlerini terk etmelerine, hatta intihara sürüklenmelerine neden oldu. Gerçek
ortaya çıktığında oldukça fazla can ve mal kaybı olmuştu.
1955 yılında Ekspres adlı bir gazetenin “Atamızın
(Selanik’teki) Evi Bomba İle Hasara Uğradı” şeklinde attığı manşet tarihimizde
6-7 Eylül olayları olarak bilinen bir rezalete neden oldu ve İstanbul’da
yüzyıllardır komşularımız olan gayrimüslimlerin ev ve işyerlerinin yağmalanması
ile son buldu. Resmi kayıtlara göre bu Vandallar resmi kaynaklara göre 4 bin
214 ev, 1.004 iş yeri, 73 kilise, 1 sinagog, 2 manastır, 26 okul ile aralarında
fabrika, otel vb. 5 bin 317 yeri tahrip etti.
Benim çocukluğumdan hatırladığım bir başka infodemik olay
ise “Sakallı Bebek Panik Yarattı” başlıklı haberdi. Bir bayram öncesi tabloid
bir gazetede yayınlanan sakallı bebek çizimi ile bu bebeğin doğuşu ile bayramın
3. günü Kıyamet kopacağı iddiası panik yaratmasa da insanları germişti.
Tabii sosyal medyanın ortaya çıkışı ve yayılması ile
infodemi bambaşka bir yayılma alanı buldu, viral yayılma. Artık üretilen bir
yalan bilgi çok daha hızlı bir biçimde yayılabiliyor. Kendisine geniş kitleler
bulabiliyor. Tehditin büyüklüğü, ilginçliği, korkunçluğu, olabilirliği ya da sadece
eğlenceli olması gibi etkenlerle insanlar gönüllü olarak bu hatalı bilgiyi
yayıyorlar.
Gerginlik zamanları, bilinmezliğin fazla olması, resmi haber
kaynaklarında kesiti olması, infodeminin yayılması için en uygun ortamlar.
Ortamda ne kadar bilgi kirliliği varsa o kadar fazla yalan haber paylaşılıyor.
Örneğin sınır ötesi harekatlarda, özellikle terörist unsurlar moral bozmak ve
uluslararası ortamda olumsuz bir algı yaratmak için hemen böyle bir yola
başvuruyorlar. On yıl önce yangında yaralanan birisinin fotoğrafını harekatta
sivillerin üzerine varil bombaları atıldı diye tweetler paylaşıyorlar. Bunları
paylaşmak için hazır bekleyen trol orduları da apartta bekliyorsa bu yalan
haberler uluslarararası boyutta yayılıyor ve arada yorum yapmak için hazırda
bekleyen klavye kahramanları ve sözde aktivistler bunları hiç kaçırmıyor ve
kontrol etmeden yayınlıyorlar. Böylece yalan haberin yayılmasına iyi niyetle de
olsa aracılık ediyorlar.
“Cehenneme giden yol iyi niyet taşlarıyla örülmüştür.”
Şimdi dünya çapında nur topu gibi bir pandemimiz var. Gözümüzle
göremediğimiz ama etkilerini yoğun bir biçimde gördüğümüz virüsler tüm dünyayı
evlerine kapattı. Hiçbir şey belli değil. Ne aşı, ne tedavi, yarın ne olacağı,
karantinanın ne kadar süreceği, okulların ne zaman açılacağı, hiçbir şey. Acayip
bir virüs var. Resmen modern çağlar için geliştirilmiş virüs 3.0 gibi. Birilerine
bulaşıyor, hiçbir etkisi görülmüyor, hasta olmadığını sanarak dolaşıyor ama bir
sürü kişiye bulaştırıyor. Dokunduğu her şeyi altına çeviren Kral Midas gibiyiz,
nereye dokunacağımızı şaşırmış durumdayız ve çıldırmak üzereyiz. İşte bu
karmaşada ne üretseniz bir müşteri buluyor.
Gaz çıkartmak bulaştırıyor mu? Buruna buhar çekmek ya da saç
kurutma makinası tutmak virüsleri öldürür mü? ABD yeni koronavirüsün mucidini
bulup tutukladı mı? Daha neler neler? Ya whatsapp gruplarından dalga dalga
yayılan tuhaf sesli mesajlar. “Arkadaşlar, kuzenim doktor. Bizzat kendisinden
dinledim…” diye başlayan uydurma hasta öyküleri.
Sonuç olarak infodemi yeni değil ama yeni isimlendirilmiş bir
kavram. Zamanın asparagas haberleri
gibi. Asparagas kelimesi nereden mi geliyor? Onun için de sizi bir Google aramasına
davet ediyorum. Çözüm ise tamamen yetkili makamlara bağlı. Sürecin en başında
haber akışı bu kadar fazla olmadığı için çıkan uydurma ölüm haberleri, günlük
yayınlanan raporlarla ortadan kalktı bile. Kelle paçadan bahseden de kalmadı. Aynı
dedikodu kavramı gibi, infodeminin de panzehiri zamanında ve doğru haberlerin
resmi kaynaklardan paylaşılması.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder