StatCounter

24 Nisan 2020 Cuma

Maske Takan Kişinin Beden Dili


Aylardır dünya çapında bir salgın hastalık ile mücadele ediyoruz. Evlerden çıkamıyoruz, ne zaman biteceği de belli değil. Bunun yanında alışmak zorunda olduğumuz bir şey daha var: maskeler.
Maskeler sıkıcı, terletiyor, bu sıralar bulmak da biraz zor. Bunun yanında bir problemi daha var. Maske takanın yüz ifadesini görmekte zorlanıyoruz. Burnu ile tiksinme hareketi yapsa göremiyoruz. Dudağını asimetrik bir biçimde bizi küçümsese anlayamıyoruz. Aldatma keyfini gözlemleyemiyoruz. Yüz ifadelerinin ne kadar önemli olduğunu şimdi daha iyi anladık sanırım. Yüzümüzde 55 kas var ve binlerce yüz ifadesi yapabiliyorlar. Fakat yüzün yarısından fazlası kapalı ise nasıl görebiliriz ki? Elbette beden dili ve sözsüz sızıntıları yakalayarak.

Önce baş ve omuzların duruşlarına dikkat edin. Boynun açıkta olacak şekilde tutulması rahatlığı ve özgüveni gösterirken, boynu saklayacak şekilde kafasını gömen kişiler saklayacak bir şeylerinin olduğunu, rahatsızlıklarını farkında olmadan iletirler. O pozisyonda başını eğerek gözlerini diken çatık kaşlı birisini görüyorsanız da bu onun saldırı hazırlığında olduğunu gösterebilir. Eğer boynunu gösterecek şekilde bir yana doğru eğmişse teslimiyet göstergesidir ve onun bir yanlış yaptığını ve nasıl anlatacağını bilemediğini düşündürebilir.

Boyun derisi ile oynamak, kişisel bir gerginliğin, stresin işaretidir. Erkekler adem elmasının önündeki deri ile oynarken, kadınlar boyun çukurunu örtmeye çalışır. Buralar maskenin gizleyemediği yerlerdendir.


Maske yüzün büyük kısmını kapatsa da gözler, kaşlar ve alın açıktadır. Buralar da duygularla ilgili önemli ipuçları sağlar. Örneğin kısılmış gözler, yoğunlaşma ve odaklanmayı gösterir. Kavga etmeye ve saldırmaya hazırlanan kişilerde de gözlemlenir. Bir şeylerin yolunda gitmediği, kişinin rahatsız olduğu, şüpheli olduğu, aynı fikirde olmadığı anlamları çıkartılabilir.

Gözbebeklerini izlemek zordur, büyüyüp küçülmesini fark etmek de kolay değildir. Fakat özellikle renkli gözlülerde ve açık havada bu anlaşılabilir. Gözbebekleri normal irilikte ise bu bir sorun olmadığını gösterir. Göz çukurlarının rahat duruşundan, kırışmamasından da anlaşılır bu. Fakat bir anda küçülmesi bir şeylerin yolunda olmadığı, rahatsız olduğu, gördüğü ya da duyduğu şeyden hoşlanmadığı anlamlarına gelir. Tam aksine büyümesinin de bazı önemli mesajları vardır. İnsanlar hoşlandıkları şeyleri gördüklerinde gözbebekleri irileşir. Cinsel çekici kişi ya da objeler de buna dahildir. Öte yandan zihinsel olarak zorlandıklarında, yani zor bir problemi çözerken ya da bir yalan uydurmaya çalışırken de gözbebekleri büyür.

Göz seğirmesi ve göz kapaklarının titremesi, daha sık göz kırpma stresi, gerginliği, kaygıyı ve endişeyi ifade edebilir.


Kaş hareketleri son derece anlamlıdır. Pek çok duygumuzu kaşlarımızla ifade eder ya da onlar aracılığı ile sızdırırız. Örneğin ikisi de aynı anda yükselen ve inen kaşlar selam vermenin, görmekten hoşnut olmanın, kabullenişin ifadesidir. Öte yandan yukarıda asılı kalan, özellikle de bir tanesi yukarıda olan kaşlar stres, şüphe, gerginlik, sorgulama ifade eder. Siz bir şey anlatırken maskeli arkadaşın tek kaşı yukarıda ise söylediklerinizi inandırıcı bulmadığı ya da kabul etmediğini ifade eder. Kaşların birbirine yaklaşması ya da çatılması ise öfkeyi, kaygıyı, gerginliği ve saldırganlığı gösterir.

Son olarak alın kısmından bahsedeceğim. Alnımız çok şey ifade eder. “Alnımda mı yazıyor?” ifadesi de aslında bunun bir yansımasıdır. Bebekler bile karşılarındaki kişilerin alınlarına bakarak duygu ifadesi okurlar ve bir bebeği aldatmak teorik olarak imkânsız gibidir.

Alın gerginliği, stres göstergesidir. Alnın kırışması da aynı şekilde bir şeylerin ters gittiğini ifade eder. Normal bir ruh halinde alın gergin olmaz, kırışmamış ve sakindir. Eğer karşınızdaki kişinin alnı terlemeye başlamışsa, maskeden dolayı değilse stres kaynaklı olabilir. Ama bu durumun iyi değerlendirilmesi gerekir. Kişinin şakak damarı çıkmış hatta atıyorsa bu çok büyük bir ihtimalle stresi, kaygıyı, korkuyu bazen de heyecanı gösterir. Kaçmaya ya da kavga etmeye hazırlanan kişilerin de şakak damarları atar.

Bunların yanı sıra kişilerin beden duruşları da mutlaka değerlendirilmelidir. Dik duruş, rahat oturuş, göğsün açık tutulması, iletişim kurarken tam olarak karşısındakine dönülmesi nasıl rahatlığı anlatıyorsa, tam tersi hareketler rahatsızlık ve bir şeyleri saklama belirtisidir. Bu konularla ilgili daha geniş bilgileri benim kaleme aldığım ve İnkılap Yayınları’ndan çıkan Sözsüz Sızıntı 1 ve 2 kitaplarından ve Joe Navarro’nun kitaplarından alınabilir. İletişim dolu günler dilerim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder